Günümüzde trikotilomaninin olgusal olarak anlamı toplum tarafından tam olarak bilinmemekle birlikte az bilinen bir sorun olmasına rağmen aslında az görülen bir sorun değildir. Yapılmış olan birçok araştırma sonuçlarına göre, sokaktaki her yüz kişiden bir ya da üç kişi arasında değişen oranlarla kişilerde görülmektedir. Belirgin derecede saç kaybıyla sonuçlanabilecek şekilde bireyin kendi saç, kaş ve kirpiğini yolması durumuna trikotillomani denir. “Trikotillomani, 1889 yılında, saçlarını tutamlar halinde koparan ve bir tür alopesi olarak değerlendirilen bir hastanın incelenmesi sonucu dermatolog Hallopeau tarafından tanımlanmış ruhsal bir bozukluktur.” (Cöngöloğu, Durukan ve Türkbay, 2011, s.48)


Genellikle ergenlik döneminde 11-13 yaşlarında sıklıkla rastlanıyor olsa da daha erken yaşlarda da görülmektedir. Trikotillomaninin sadece saç,kaş ve kirpik yolunma durumu ile ilişkilendirilmesi doğru olmayacaktır. Bu yüzden genel olarak vücudun kıl olan herhangi bir bölgesinden kıl kopartmayla ilişkilendirilebilir. Bazı kişilerde ise bu durumların hepsi bir arada görülebilir. Saç durumu için düşünecek olursak koparılan bu saçlar yere atılır. Ama bazı kişilerin bu koparılan saçlar yutma durumu söz konusudur. Saçların yutulmasıyla beraber midede saç öbekleri oluşacağından bu da tıkanmalara, yaralanmalara ve diğer ciddi bağırsak problemlerine sebep olabilir. “ Trikotillomanili hastalar genellikle yolmak için saçta belirli özellikler ararlar. Genellikle tercihleri yolma bölgesinde saçsız alanın çevresi olur. Yeni uzamış, kırılmış, kabalaşmış, kısa, beyazlamış olması saçın yolma için seçilme nedeni olabilir.”(Konkan, Şenormancı ve Sungur, 2011, s.269) Saç yolma işleminden sonra genellikle herhangi bir acı hissetmeyen kişi sadece bazı durumlarda bir kaşıntı hissi duyabilmektedir. Buradan da anlaşılacağı gibi kişi herhangi bir acı durumunu deneyimlemediği için bu davranışın alışkanlığa dönüşmesi söz konusudur.
Saç, kirpik yolma davranışlarına ek olarak sallanma, tırnak yeme ve parmak emme davranışlarının eşlik ettiği görülmektedir. Eğer saç koparma dürtüsü engellenmeye ya da ertelenmeye çalışılırsa gittikçe artan bir gerginlik durumu oluşur. Koparma işleminden sonraysa bir haz, rahatlama ve doyumun kişi tarafından yaşanması söz konusudur. Koparılan saç ve kirpiklerin artış göstermesiyle birlikte kişinin çevresindekiler tarafından fark edilmeye başlanan bu durum ve kayıpların yerine gelmiyor oluşunun anlaşılması yaşamın ve işlevselliğin olumsuz yönde etkilenmesine sebep olmaktadır. Bu durumları gizlemek adına kişinin peruk takması, başını kapatıyor olması ve kaybolan kirpik, kaşların yerini gizlemek amacıyla boyayla çizme,yokluğunu karış tarafa hissettirmeme gibi faaliyetler dikkat çekmektedir.
Trikotillomaninin Nedenleri
Trikotillomaninin etiyolojisi net bir şekilde tam olarak bilinmemektedir. Neden olarak birçok durumun göz önünde bulundurulması gerekir. Saç yolma durumunun başlamasına neden olarak kıskançlık, olumsuz duyguların düzenlenmesinde karşılaşılan zorluklar, ailenin yapısı – baba ya da anneden birinin baskınken diğer tarafın pasif kalıyor olması- ebeveynlerin boşanmış olması, yaşanılan yerden başka bir yere taşınma durumları, travma ve genetik etkenlerden söz etmemiz mümkündür. Etiyolojik nedenlerden en etkili olan durum ise stres durumudur. Stresli durumlarda saç, kirpik ve kaş yolma artmaktadır. Genelde stresli bir olaydan sonra başladığı görülsede herhangi bir nedene dayanarak başlamayabilir. Trikotillomani bozukluğuna komorbidite olarak anksiyete ve depresyon gibi duygudurum bozuklukları ve anksiyete bozukluklarının görülmesinin yanı sıra madde kullanım bozukluğuna da sık rastlanılmaktadır.

Trikotillomaninin Belirtileri
Amerikan Psikiyatri Derneği tarafından yayımlanan DSM-5 yönelimli tanısal görüşme el kitabında yer alan açıklamalara göre yaygın seyreden belirtiler şu şekildedir;
- Göze çarpar derecede ve saç kaybıyla sonuçlanacak şekilde kişinin kendi saçını tekrar tekrar yolması.
- Bu davranışı durdurma veya azaltma yönünde tekrarlayıcı davranışlarda bulunması.
- Davranışın belirgin bir şekilde sosyal, mesleki ve diğer alanlarda stres veya aksaklıklara sebep olması.
- Saç yolma ya da saç yitiminin başka bir sağlık durumuna (örneğin dermatolojiyle ilgili bir durum) bağlanamaması.
“DSM-5’e göre 8 yaşından önce başlayanları erken başlangıçlı olarak belirtmek gerekmektedir. Diğer alt tipleri; başka bir iş yaparken kişinin farkında olmadan saç yolması durumuna otomatik saç yolma, kişinin sıkıntılı durumlarda rahatlamak amacıyla saç yolmasına ise odaklanarak saç yolmadır.” (Demirkol, Tamam, t.y, s.1646)
Trikotillomaninin etiyolojisi net bir şekilde tam olarak bilinmemektedir. Neden olarak birçok durumun göz önünde bulundurulması gerekir. Saç yolma durumunun başlamasına neden olarak kıskançlık, olumsuz duyguların düzenlenmesinde karşılaşılan zorluklar, ailenin yapısı – baba ya da anneden birinin baskınken diğer tarafın pasif kalıyor olması- ebeveynlerin boşanmış olması, yaşanılan yerden başka bir yere taşınma durumları, travma ve genetik etkenlerden söz etmemiz mümkündür. Etiyolojik nedenlerden en etkili olan durum ise stres durumudur. Stresli durumlarda saç, kirpik ve kaş yolma artmaktadır. Genelde stresli bir olaydan sonra başladığı görülsede herhangi bir nedene dayanarak başlamayabilir. Trikotillomani bozukluğuna komorbidite olarak anksiyete ve depresyon gibi duygudurum bozuklukları ve anksiyete bozukluklarının görülmesinin yanı sıra madde kullanım bozukluğuna da sık rastlanılmaktadır.
Trikotillomaninin Tedavi Süreci

Trikotillomaninin tedavi süreci uzun süreli bir yolu içermektedir. Tedavide başta psikiyatrik tedavi yanı sıra terapi süreci ve dermatoloji arasında multidisipliner bir yol izlenmelidir. “Sosyal işlevselliği bozulan, özgüven kaybı yaşayan ve çok geç danışmanlık süreci arayışına başlayan trikotillomanili kişiler terapi sürecinde de özel duyarlılık gerektiren bir durumdadırlar. Değerlendirme ve danışmanlık süreci sırasında bu durumun göz önünde bulundurulması, trikotillomanili kişilerin danışmanlık sürecini yarıda bırakmalarının önlenmesi için gereklidir. Trikotillomaninin sürecinde esas olan klinik görüşme ve gözlemdir.” (Konkan, Şenormancı ve Sungur, 2011, s.269) Burada en etkili, tek yöntemin ilaç tedavisi olacağı yönündeki düşünceler ise doğru bilinen yanlışlardan biridir. Tek başına ne ilaç ne de davranışçı terapi etkili olamamaktadır. Davranışsal yaklaşımlar; farkındalık eğitimi, kendini gözlem, gizli duyarlılaştırma ve alışkanlık bozmadır.
Farmakoterapi ve psikoterapi kombine kullanıldığı zaman daha iyi sonuçlar alınmaktadır (Annagür, 2010). Psikoterapi sürecine bakılacak olursa kognitif ve davranışçı terapi yaklaşımın en etkili süreçleri içermektedir. Burada alışkanlığı tersine çevirme eğitimi verilmesi gerekmektedir. Tersine çevirme tedavisi üç aşamadan oluşmaktadır. İlk aşamada yapılması gereken içinden bulunulan durum ve konu hakkında eğitim vermektir. Çoğunlukla kişi saç, kaş ve kirpik kopardığının farkında olmadığından bu eğitim oldukça önemlidir. Ne zaman ve neler olduğunda daha fazla koparma gerçekleşiyor bunları öğrenip kişiye bunun farkındalığının yaratılması gerekmektedir. İkinci aşamada ise tedavinin amacı olan uyaranları kontrol etmenin öğretilmesi gerekmektedir. Hangi uyaranlar bu davranışları başlatıyor ve bu uyaranlar nasıl kontrol edilir gibi durumlara odaklanıldıktan sonra psikoeğitimin başlatılması söz konusudur. Son olarak üçüncü aşamada ise o duygunun kişiye geldiği anda işlevi değiştirme ve baş bölgesine dokunmama gibi yöntemlerle tedavi sürdürülür.

Amerikan Psikiyatri Birliği, (2014). Ruhsal bozuklukların tanısal ve sayımsal el kitabı (DSM-5), Tanı ölçütleri el kitabı. (Çev: Köroğlu,E.) Ankara: Hekimler Yayın Birliği. (Özgün çalışma 2013)
Annagür, B. B. (2010). Saçlarının döküldüğüne inanan bir trikotillomani olgusu. Selçuk Tıp Dergisi, 26(1), 29-31. Erişim adresi: https://www.selcukmedj.org/uploads/publications/SUTD-50.pdf
Konkan, U., Şenormancı, Ö. ve Sungur, M. (2011). Trikotillomani: Tanı, farmakoterapi ve kognitif davranışçı terapisi. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni. 21:3, 265-274. Erişim adresi: https://www.tandfonline.com/doi/pdf/10.5455/bcp.20110904062905?needAccess=true
Demirkol M.E., Tamam L. (t.y). Obsesif Kompulsif Bozukluk ve İlişkili Bozukluklar. 1644-1646. Erişim adresi:
