Omurgalı canlılarda sinir sistemi, çevresel ve merkezi sinir sistemi olmak üzere iki kısımdan oluşur. Beyin ve omurilikten oluşan merkezi sinir sistemi; çevresel sinir sistemi ile çevrilmiştir. Çevresel sinir sistemimiz, etrafımızdan bilgi toplayarak bu bilgileri merkezi sinir sistemimize aktarır , ardından merkezi sinir sistemimizden gelen sinyaller, kararlar doğrultusunda hareket eder ve parasempatik ve sempatik olmak üzere iki kısımdan oluşur. Sempatik sistem organizmanın tehdit aldığını algıladığında savaş ya da kaç tepkisi ile ilişkili görevlerini yerine getirir. Göz bebeklerinin büyümesi, kan pompalamanın artması, solunumun hızlanması, metabolik faaliyetlerin durması, güç ve hareket için adrenalin salgılamamız bu sempatik sistemin aktivasyonu ile gerçekleşir. Tehlikenin geçtiğini hisseden algımız sonucunda ise parasempatik sinir sistemimiz devreye girer ve kalp atışımızı yavaşlatır. Vücudu dinlenme durumuna sokar ve denge durumuna geçişimizi hazırlar.
Beynimizi Tanıyalım
Tüm davranışlarımız vücudumuzda beyin ve omurilikten oluşan ve merkezi sinir sistemi tarafından belirlenmektedir. Beynimiz neokorteks ve alt katmanlarında limbik sistem ve beyin sapından oluşmaktadır. Ağırlığı yaklaşık 1.5 kg’dır ve tuz, yağ, protein, şeker, su gibi birçok kimyasal içermektedir. Sinir sistemi “nöron” denilen birbiri ile iletişim kurabilen hücrelerden oluşur. Beynimizde yaklaşık 86 milyar kadar nöron hücresi vardır. Nöronlar biyolojik olarak dendrit, soma, sinaptik uçlardan ve aksondan oluşurlar. Somaya hücrenin gövde kısmı denir ve hücre çekirdeği burada bulunur. Dendrit hücre gövdesinden ağaç gibi dallanır ve görevi diğer hücrelerden gelen bilgileri almaktır.

Sinapslar’ın görevi iki nöronun etkileşmesini sağlamaktır. Bilgi sinapslar aracılığıyla bir nörondan diğer nörona aktarılır. Akson ise hücre gövdesinden aşağı uzanır ve sinyalleri iletmekle görevlidir. Bu akson yapısı miyelin kılıfı dediğimiz yağlı bir yapı ile çevrelidir ve yağlı yapı elektriksel iletimi hızlandırmayı sağlar. Nöronlar uzun kablolar gibidir birbirleri ile akson demetleri aracılığıyla iletişim kurarlar. Mucizevi bir şekilde birbirleri arasında boşluklar vardır ama elektrik akımı diyebileceğimiz aksiyon potansiyeli ile birbirlerine değmeden iletim yaparlar. Bilgilerin omurilikten alınarak beyin sapı üzerinden, beyinde davranışlara özelleşmiş bölgelere gittiğini araştırmalar bizlere göstermektedir. Omuriliğimizdeki duyusal nöronlar bilgiyi çevreden toplayıp beynimize gönderir ve beyinden gelen davranış çıktısını motor nöronlarımız vücudumuza geri gönderir. Bunun sonucunda vücudumuz düşünme, hareket, davranış biçimlerini oluşturur. Bu bağlamda nöronların işlevlerini sinir sistemine bilgiyi getiren ve bilgiyi götüren nöronlar şeklinde tanımlayabiliriz.
Glia Nedir?
Beyinde nöronal ağlar ak madde ve gri madde de bulunur. Ak madde beyine ulaşan nöronların ve beyinden aldığı bilgiyi vücuda ileten aksonları içerir. Rengi beyaz olduğu için bu isim verilmiştir. Gri madde ise beyinde nöronal hücre gövdelerinin büyük kısmını içerir. Tüm bu yapılar müthiş bir uyumla birbirleriyle çalışarak sinir sistemimizi oluştururlar.
Merkezi ve çevresel sinir sistemi sadece nöronlardan oluşmaz. Burada nöron olmayan ama nöronların işlerini kolaylaştıran ve onlara yardımcı olan hücreler de vardır. Onlara glia diyoruz. Glia kelime olarak İngilizcedeki glue yani tutkal, yapışkan kelimesinden gelir. Bu hücreler sinir sistemimizdeki nöronların etraflarını sarmalayıp onları bir arada tutan yapışkan destekleyici hücrelerdir. Nöronlar gibi elektriksel iletim yaptıklarına dair kesin bir sonuç yoktur ama yapılan araştırmalar nöronları sinir iletimini ayarladıkları yönünde veriler sunmuştur. Aksonların, somaların, dendritlerin etrafını sarmalarlar.
Gliaların Görevi Nedir?
Nöronu desteklerler, beslerler, kan akışını sağlarlar, korurlar. Herhangi bir nöron hasar gördüğünde sinir kendini iyileştirmeye çalışırken glia hücreleri onlara yardımcı olur. Bir sinir hücresini diğerinden ayırmak, patojenleri imha etmek, ölü sinir hücrelerini kaldırmak bunlar gliaların görevidir.
Glia Çeşitleri
Gliaların yaptıkları işe göre isimlendirmişlerdir.
Bunlardan en önemlileri merkezi sinir sisteminde temizleme işlerini yürüten mikroglialardır.
Mikroglialar: Bu kısımda virüslere karşı savaşırlar, lezyonların olduğu bölgeye göç edip çoğalır ve lezyonun saldırılarına karşı savaşırlar.
Astrositler: Glia hücrelerinin %40’nı oluşturdukları tespit edilmiştir. Kan ve beyin bariyerinin oluşmasına katkıda bulunurlar. Sinir dokusuna besin sağlarlar ve hücre dışı dengenin korunmasını sağlayıp nöronlar işlevlerini yitirdikleri zaman orta da kalan çöp maddeleri temizleme görevini yerine getirirler.
Oligansendrositler: Merkezi sinir sisteminde aksonların etrafındaki miyelin kılıfının oluşmasında ve bu yapının korunmasında görev alırlar.
Schwann Hücreleri: Çevresel sinir sisteminde miyelin kılıfının oluşumunu sağlarlar. Sinaptik budama dediğimiz beyinin kullanılmayan kısımlarının ve fazla bağların yok edilmesi görevini de glia hücreleri yerine getirir. Bu sistem önemlidir çünkü beynimizde gerekli bağlantılar olduğu kadar gereksiz bağlantılar da vardır. Bunların yok edilmesi zihinsel anlam da verimliliğimizi arttırmak için oldukça önemlidir. Aynı zamanda glialar genç nöronların büyümesine yardımcı olurlar. Beynin gelişmesi için oldukça önemli bir işi yerine getirirler.
Glia ve Olgu Sunumu
Seattle Çocuk Hastanesi’nde çocuk genetiği alanında uzman Dr. Bennett, nefes almakta güçlük çeken henüz yeni doğmuş bir bebekle tanıştı. Bebeğin kafası çok büyüktü ve beynindeki yapılarda bir gariplik tespit etti. Çocuğun bir genindeki mutasyon sebebiyle çocuğun beyninde mikroglia denilen beyin hücrelerinden hiçbiri yerinde yoktu. Bu çocuğun olgusu mikrogliaların önemini bize açıkça göstermektedir. Mikroglia beyinde olmadığında çocuğun nöronları kafatasını dolduracak şekilde büyümüş, yanlış bağlantılar oluşmuş, yanlış nöronlar birbiri ile sinaptik bağ kurmuştur. Mikroglialardan yoksun olan bu beyin gerekli düzenlemeyi yerine getirememiş. Çocuğun beyni tamamen bu durumdan etkilenmiştir. Beyindeki beyinciğin yerinin yanlış bir yerde konumlandığı da tespit edilmiştir. Bu örnekte gördüğümüz gibi glia hücreleri beyindeki düzen ve hemostazın sağlanama bilmesi için oldukça önemlidir.
KAYNAKÇA :
https://www.researchgate.net/publication/351812873_MIKROGLIA_HUCRELERI
https://tr.wikipedia.org/wiki/Glia_h%C3%BCcresi
Temel Biyolojik Psikoloji -JİM BARNES