Romantik ilişkilerde farkındalık konusu son zamanlarda oldukça popüler hale gelmiştir. İlişkilerimizi daha sağlam ve tatmin edici hale getirmek için farkındalık pratiği, duygusal zekamızı artırmak ve partnerimizle daha derin bağlar kurabilmek için önemli bir araç haline gelmiştir. İlişkilerde farkındalık, duygusal tepkilerimizi anlama, iletişim becerilerimizi geliştirme ve sevgi dolu bir ilişkiyi sürdürme konusunda yardımcı olabilir.
Bu yazıda, romantik ilişkilerde farkındalığı artırmak ve daha sağlıklı bir ilişki kurmak isteyenler için birkaç öneri ve ilham kaynağı sunacağım. Bu önerilerin yanı sıra, bu alanda rehberlik edebilecek bazı etkili kitapları da paylaşacağım. İşte romantik ilişkilerde farkındalık konusunda sizlere yol gösterecek kitap önerileri :
İlişkilerde Anda Kalmak – Rana Beri
Hayat başka yerde değil, anda ve burada. Yaşam, yeryüzüne yayılmış bir ilişkiler ağı. Bizi hayatta tutan bu ağa bağlanabilmek içinse tek yol ilişkilerimizde anda kalmak. Anda Kalmak’la yaşamın anbeanlık ritmini yakalayan Rana Beri, yeni kitabıyla hayatın akışını âdeta yeniden inşa ediyor. Bu ritme nasıl ayak uydurarak yaşayabileceğimizi, insanlık hâllerimizi apaçık gösteren özgün hikâyeler ve çözümlemelerle anlatıyor. Bize, anda kalmanın sadece tek başımızayken yapabildiğimiz bir eylem olmadığını, esasen hayati olanın insanlarla iletişim hâlindeyken anda kalabilmek olduğunu hatırlatıyor.

Anda kalmaya niyet eden herkese, hayatının her alanında ve tüm ilişkilerinde bunu nasıl gerçekleştirebileceğine dair cesur örnekler sunuyor. İlişkilerde Anda Kalmak, aile ilişkilerinin, arkadaşlıkların, çiftler arasındaki ilişkilerin, iş ilişkilerinin, kendimizle ve gerçekle ilişkimizin tıkandığı, koptuğu bütün noktaları tek tek aydınlatıyor.
“Geçmişte kalarak geçmiştekinden farklı bir gelecek bekleyemeyiz.”

Aslında Özgürsün- Duygu Asena
Belgin ve Berna… İki kadın… İki hayat… Ve bir yolculuk… Bir iç yolculuk… Belgin ve Berna toplumun ve erkeklerin dayattığı ahlak anlayışına, tabulara karşı çıkıp özgürlüklerini, kimliklerini arıyorlar… Ve de aşkı…
Evli ve umutsuz bir kadın olan Belgin ile aşka aşık Berna’nın, benliklerini keşfetme serüvenlerinde her kadın kendinden bir şeyler bulacak… Duygu Asena, bu yeni kitabında, iki kadının ekseninde kadın duygularını, kadın psikolojisini ve sorunlarını her zamanki duyarlı ve sürükleyici üslubuyla aktarıyor. Bizi kadın – erkek ilişkilerini yeniden düşünmeye çağıran Asena, okurlarına gene çok farklı bir pencere açıyor.
“Bu kadının benim için anlamını, benim üzerimdeki gücünü ruh göçü tanımı dışında hiçbir şekilde açıklayamam. Evet, biz erkek ve kadın, bir’iz! Bize verebileceğim bir ad yok ; geçmiş, gelecek, şimdi ; her şey.”
“Aşk, kıskançlığı, sahip olmayı, merak etmeyi, sürekli ilgilenmeyi ve ilgilenilmek istemeyi içeriyor. Bu da dırdırı ve hesap sormayı başlatıyor. Ve sonra tabii, her şey bozuluyor.”
Kadın Beyni Erkek Beyni
– Serkan Karaismailoğlu
Bu kitabı okuduğunuzda beyninizin cinsiyeti hakkında birçok detayı öğreneceksiniz. Kadınlar ve erkekler arasındaki farkları, karşı cinsin sizi kızdıran, güldüren hatta şaşırtan birçok tepkisinin nedenini anlayacaksınız. Serkan Karaismailoğlu’nun bilimsel bir o kadar da mizahi anlatımıyla Kadın Beyni Erkek Beyni… Erkekler neden dinlemez? Acaba beyinlerimizin işitmeden sorumlu bölgeleri birbirinden farklı mı? Kadınlar çok mu konuşur? Kadınlardaki “dır dır” kavramı gerçek midir ve altında yatan sinirbilimsel açıklama nedir? “Beni hiç anlamıyorsun” sözünü duymayan erkek var mıdır? Peki, kadınlar bu isyanlarında ne kadar haklılar? Erkekler mi yanılıyor, yoksa kadınları tatmin etmek gerçekten de imkansız mıdır?

Söz konusu erkeklerin mutluluğu olduğunda kavanoz kapakları neden önem kazanır? Hayatın renklerini aynı şekilde mi görüyoruz? Yani dore ve lamenin aslında birer renk olduğunu bilen kaç erkek var? Kadınlar özel günleri asla unutmazken erkekler nasıl bu kadar kolay unuturlar? Bir insanın sadece parmaklarına bakarak beyni hakkında nasıl bilgi sahibi olabilirsiniz?
“Bir ilişkiyi kadın başlatır, kadın bitirir. Ama başlatan ve bitiren her zaman aynı kadın olmayabilir.”
(Gabriel Garcia Marquez)
“Zaten seni gördüğümde anlamıştım, beş duyu asla yetmeyecekti.”

Aşkın Halleri – Alper Hasanoğlu
Psikiyatr ve psikoterapist Dr. Alper Hasanoğlu Aşkın Halleri’nde insan ilişkilerini aşk üzerinden değerlendiriyor. • İlişkilerin gelişimi artırıcı etkisi, en net haliyle aşk ilişkisinde görülür. • Bir insanın kişisel bakımdan gelişebilmesi, uzlaşmacı ve gelişime açık ötekileri bulabilmesiyle mümkündür. • Bütün insani ilişki ve karşılaşmalar, uzlaşmanın mümkün olduğu bir zeminde gerçekleşir. • Bir ilişkiye girmek ve bu ilişkiyi sürdürmek isteyen, ötekinin ilgilerini kendi ilgisi haline getirebilmelidir. • Erkek çoğunlukla kariyer ve gelir olarak kendisinden geride olan kadınlarla birlikte olmak ister. • Eşinin iyi bir sosyal statüde olması kadını narsistik olarak tatmin eder, erkeğiyse narsistik olarak yaralar.
Alper Hasanoğlu, psikoterapi bilgisi yanında, sosyoloji, antropoloji ve felsefeden, ayrıca mitoloji ve edebiyattan yararlanarak iki insan arasındaki ilişkinin nasıl başladığını, olgunlaştığını ve bittiğini anlatıyor. İlişkilerin dinamiğinin ardından aile kurumunun insanlık tarihi boyunca nasıl bir değişim gösterdiğini de birçok çerçeveden gözler önüne seriyor.
“Bu kadının benim için anlamını, benim üzerimdeki gücünü ruh göçü tanımı dışında hiçbir şekilde açıklayamam. Evet, biz erkek ve kadın, bir’iz! Bize verebileceğim bir ad yok ; geçmiş, gelecek, şimdi ; her şey.”
“Yoksa aşık olduğumuz insanın mükemmel olmadığını görmek kendi mükemmel olmayışımızın kabulünün çok zor olmasından mı kaynaklanır? Eğer aşka duyulan özlem gerçekten diğer yarımızı aramanızsa ve aşk diğer yarımızı bulduğumuz yanılgısıysa, aşk sadece içimizdeki yok edilemeyen narsizmin sevgiliye yansıtılması mıdır?”
Terapi Odasındaki İyileşen İlişkiler
– Bahar Tezcan
İlişkilerimizde her şeyin yolunda gittiğini düşünürken alabora olduk bazen. Bazılarımız göz göze geldiğimizde kalbimizi kıpır kıpır eden kişiye tutunmak istedik, yaralarımızı onunla birlikte sarabileceğimize inandık belki ama bir şeyi fark edemedik: İkimiz de boğuluyorduk. Farklı geçmişlerle yorgun düşmüş iki kişi nasıl sarabilirdi birbirinin yarasını? Yahut sarabilir miydi? Kişi ancak kendi kendini mi iyileştirebilirdi? Tünelin ucunda hiç ışık yok muydu? Hep aldatacak ya da aldatılacak mıydık? İnsan gerçekten var olan ilişkide ihtiyaçları karşılanmadığı için mi başkasına yönelirdi yoksa ihtiyaçlarının sonu gelmediğinden mi?

Sağlıklı bir ilişkide olmayı, korkmadan ve incitmeden bağlanmayı, gerektiğinde gitmeyi ve kendimiz için doğru partnerler seçmeyi nasıl başaracaktık? Hep aradığımız hayatın anlamı aslında orada bir yerde duruyordu ve biz onu keşfedene kadar sessiz kalacaktı. Psikiyatrist Dr. Bahar Tezcan hepimizin sık sık rotasız kaldığı bu anlam arayışına kırıyor dümenini. Terapi odası ilişkilerin dalgalı denizi oluyor ve bağlanma, aldatma-aldatılma, narsist bireylerle ilişki, evlilik, boşanma gibi konular apaçık halleriyle su yüzüne çıkıyor. Aşk, tutku, sanat ve emekle harmanlanmış Terapi Odasında İyileşen İlişkiler ile siz de geçmişinizi anlayacak ama ona bağlı kalmadan güçlenerek ilerlemeyi keşfedeceksiniz. Geçmişin ancak onu anladığınız, size neler olup bittiğini görebildiğiniz zaman geçmişte kaldığını fark edip, “Neden böyle oluyor?” diye düşündüğünüz pek çok şeyin cevabıyla yüzleşecek, kitabı bitirdikten sonra ruhunuzdaki ferahlığı sonuna kadar hissedeceksiniz!
“Bir ilişkiye emek harcayabilmek, kişinin yalnızca karşısındakine değil, kendine de verdiği bir değerdir. Bir insana yaşamında refakat etmek ayrıca bir erdemdir”
“Güven ve bağ, bir insanın adı ve soyadı gibi birbirine yakın iki tanımlayıcı kelimedir.”
