Üzüldüğünüzde objektif düşünemediğinizi, kendinizi ifade edemediğinizi veya günlük hayatınızda aksatmalar yaşadığınızı hissettiniz mi? Bugünkü yazımızda yaşadığınız bu aksiliklerin sebebine değineceğiz. Sizce tüm bu aksiliklerin sebebi, psikolojik bir acı içinde olmanız olabilir mi?
Travmanın Etkisi ve Psikolojik Acı
Umutsuzluk ve olumsuz yaşam olayları boşlukta hissetmenize ve düşüncelerinizi ifade edememenize neden olabilir. Psikolojik acı olarak tanımlanan bu durum, travmatik yaşam olayları, ani kayıplar, temel ihtiyaçların karşılanmaması gibi durumlarda ortaya çıkabilir. Travmayı siz farkında olabileceğiniz kadar , hatırlamıyor ya da bastırmış da olabilirsiniz.
Bu durum zihinsel bir acıyla baş etme sürecidir. Kişi dayanılması zor olaylar yaşadığı zaman hayatının bittiğini, hep acının içinde kalacağını hissedebilir. Bu acı duygusu kişide psikolojik ve psikiyatrik bozulmalara neden olup, kişinin günlük işlevlerini etkileyebilir.

Boşluk Hissi Neye Yol Açar?
Boşluk hissi, göğsünüzün tam ortasında hissedebileceğiniz, hüzünlü melankolik bir acı durumdur. Günlük hayatta sık sık duyduğumuz “Boşlukta hissediyorum.” ifadesi kişinin çözümünü bulabilmesi için çaba sarf etmesi gereken ve yönetilebilir bir durumdur. Bu durum yalnız hissetmekten, gelecek kaygısı ve gelecekle alakalı belirsiz düşüncelerden, harekete geçmede motivasyon eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkabilir.
Çözülmemiş geçmiş deneyimler uzun bir yas süreci içinde olduğunuzun göstergesi olabilir. Boşluk hissi, başta depresyon olmak üzere duygu durum bozuklukları ve travmaya bağlı stres bozukluğunun da işareti olabilir. Bu durumla karşılaştığınızda kendinizle teması kaybetmemek, hayattan ne istediğinizi ve hayallerinizi düşünmek ruh halinizi dengeleyebilir. Kendi isteklerinize kulak vermek, ihtiyaçlarınızı gözetmek, size iyi gelmeyen ortamlardan ve durumlardan uzak durmak boşluk hissinin tanımlayabilmeniz için size yardımcı olacaktır.

Psikolojik Acı Yaşadığınızı Nasıl Anlayabilirsiniz?
Acı, keder, yas fiziksel ve duygusal anlamda kişileri etkiler ve bazı semptomlara yol açabilir. Bu süreç zihinsel bir süreçtir ve nedenleri kişiden kişiye değişebilir. Olumsuz bir yaşam deneyimi psikolojik anlamda psikolojik acı içerisinde olduğunuzun göstergesi olabilir. Bir yakının ani kaybı, bireyin hayatında ani değişiklikler yaşanması, hayatı idame ettirmede yaşanan maddi problemler, ayrılıklar, gelecek ve bilinmezliği gibi birçok korkuya ve kaygıya sebep olan durum kişinin zihninde acı oluşturabilir. Bunun sonucunda kişi; uyku problemleri, konsantre olmada zorluk, unutkanlık, kararsızlık, kendini ifade etmede ve konuşmada zorluklar yaşayabilmektedir.
Bir olay yaşadığımızda ve bunun bizi etkilemesi durumunda yas tutmaya başlarız ve beynimiz yukardaki belirtileri gösterip, yas beynine geçebilir. Ama bu yas durumu 6 ay içerisinde olan süreci temsil eder ve geçmesi beklenir. Bu süreyi aşan problemler, kişinin kronik düşünsel acıya doğru gittiğini bizlere gösterir. Bu semptomların uzun süre devam etmesi somatik problemlerin de ortaya çıkmasının sebebi olabilir çünkü acı ile birlikte gelen stres bağışıklık sistemimizi ve kalbimizi etkiler. Bu tarz şiddetli durumlarda uzmanlara başvurmak çok önemlidir.
Acının Somatik Etkisi ve Savaş-Kaç Mekanizması
Fonksiyonel beyin görüntüleme sistemleri (Fmri) , psikolojik ağrının fiziksel ağrı gibi beyindeki birçok yapıyı etkilediğini göstermiştir. Fiziksel bir acı ile karşılaştığınızda aktif olan beyin bölgeleriniz, psikolojik bir ağrı ile karşılaştığınızda aktif olan beyin bölgelerinizle örtüşmektedir. Bu durum fiziksel veya psikolojik acı sırasında beyninizde aynı bölgelerin aktive olmasının benzer ruh halleri yaşamanıza sebep olabileceğini gösterir.

Acı vücudumuzda stres oluşturur. Stres oluşumu savaş ya da kaç mekanizmasını aktifleştirir. Bu durum sizi kronik strese doğru götürebilir. Kronik strese giden bu durum sürekli savaş ya da kaç modunda olmanıza sebep olur. Gergin, sinirli ve temkinli hissedebilirsiniz. Stres anında, savaş ya da kaç mekanizması beyninizin kontrolünün limbik sistemlerde (duyguların oluştuğu sistem) olduğunu gösterir. Stresle ilgili hormonlar bu alanlardan salgılanır. Düşünmeyle ve karar vermeyle ilişkili prefrontal korteksiniz (ön beyin bölgesi) kontrolünü, hayatta kalabilmek için limbik sistemlere verir. Tek bir amaç vardır, hayatta kalmanın bir yolunu bulmak. Bu duygusal acı durumunda oluşan sizi korumaya çalışan stres tepkisi, beyinde tehlikeli durumlara karşı savaşabilecek yeni bağlantıların oluşmasını neden olur. Daha duygusal ve korku temelli düşünceler üretiriz.
Sistemlerin adeta görevi paslaşması güvenliğinizi sağlamak içindir. Bunun sonucunda bilişsel işlevlerinizde değişiklikler meydana gelir. Dikkatimizi uzun süre bir konuya kanalize edemediğinizi fark edebilirsiniz. Yeni edindiğiniz bilgilerin hatırlamakta ya da anlamakta zorluklar yaşayabilirsiniz. Karar vermeyle alakalı ciddi problemler yaşayabilirsiniz. Bu mekanizmanın aktifliği kendinizi doğru bir şekilde ifade edememenize de sebep olabilir. Hareketlerinizde ve algılarınızda yavaşlama gözlemlenebilir. Bir acı ne kadar güçlüyse bilişsel fonksiyonlarınızda o kadar fazla etkilenecektir. Tüm bu belirtiler depresyon habercisi de olabilir. Gerekli ayrımın yapılabilmesi için bir uzmana danışmak iyi ruh hali kazanımı için oldukça önemlidir.
Acıyla Baş Etmek ve Zihinsel Durumu Geliştirmek İçin Neler Yapılmalı?
Yaşam akışında yaşanan olumsuz duygular, hayatın devam ettiği ve bir şekilde devam etmek zorunda olduğu durumlarda baş edilmesi zor psikolojik sıkıntılar yaratabilir. Kendinizi derin sıkıntılar içinde hissettiğinizde endişe duymanız oldukça normaldir.
Bu duyguyu tanımak ve o an hissettiklerinize yargılamadan bakabilmek iyi hissetmenize fayda sağlayabilir. Meditasyon yapmak, bilincinizin o ana gelmesini sağlayacak bir çalışma prensibidir. Nefes egzersizleriyle birlikte anda kalma pratiği yapmak yaşanan deneyimlerle baş edebilmek için bir çözüm olabilir. Yapılan araştırmalar meditasyon yapmanın limbik sistemde duyguların yorumlanmasından sorumlu olan kısımda düzenleme yaptığını göstermektedir. Bunun sonucunda bu yöntem kişilerin ruh haline huzur ve dinginlik şeklinde yansıyabilir. Egzersiz yapmak, kişiyi iyilik haline getiren hormonların salgılanmasına yardımcı olur. Bu yüzden günlük rutinlerinize ekleyebileceğiniz 30 dakikalık bir egzersiz programı sizin daha iyi hissetmenizi sağlayabilir.

Bir terapiste başvurmak, duygularınız üzerinde çalışmak ve problemlerinizin sebeplerini anlayabilmenize uygun şekilde yardımcı olabilir. Acıyla baş etmek ve iyilik haline geçebilmek buna sebep olan duygular, olaylar üzerinde düşünme pratikleri yaparak mümkündür. Araştırmalar uzun süreli acı durumunun kişinin hayata karşı bakış açsını oldukça değiştirdiğini ve kötüye odaklı bir düşünce sistemi kurulmasına sebep olduğunu göstermektedir. Bu süreçte beynin esnek bir yapısının olduğunu, yaşadığı kötü deneyimlerle baş edebilmek için geliştirdiği adapte olma yöntemlerinin olduğunu unutmamak oldukça önemlidir.
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/699388

[…] mit, psikoterapiye olan olumsuz bakış açısını güçlendirir. Ancak, zihinsel sağlık sorunları olan insanlar, güçlü insanlar olabilir ve […]