Eğitimin tanımına baktığımız zaman, “insanın; duygusal, bedensel, zihinsel olarak sahip olduğu yeteneklerini belirlenen amaç doğrultusunda geliştirmesidir.” Olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilgi kazanmak, davranış değiştirmek gibi atılan adımların hepsi ilk olarak ailede başlar. Çocuğun ilk eğitimi ve topluma ayak uydurma sürecinin en önemli etkeni ailedir. Daha sonraki dönemlerde okul öncesi eğitim ile başlayan formal eğitim yer alır. Formal eğitim ise önceden hazırlanan bir program ile amaçlı ve kontrollü olarak öğretmenler tarafından uygulanan, sonucunda değerlendirme yapılan bir süreç olarak tanımlanmaktadır. Formal eğitimin en önemli yeri okullardır.
Türkiye’de formal eğitim zorunlu eğitim kapsamında verilmektedir. Zorunlu eğitim Osmanlı Dönemi’nde II. Mahmut’un fermanı ile başlamış, Türkiye Cumhuriyeti döneminde de devam etmiştir. Zorunlu eğitim süreleri yıldan yıla değişiklik gösterse de 2012 yılından itibaren 4+4+4 sistemiyle 12 yıla çıkartılmıştır. Yani bir çocuğun 5 yaşından itibaren okul öncesi dönem hariç 12 yıl sürecek bir eğitimden geçmesi beklenmektedir.

Fakat bazı öğrenciler verilen bu eğitim süresi öncesinde okul hayatının dışına çıkmaktadır. Bu durum okul terki ile ifade edilmektedir. Okul terki, insanın eğitilmesi ve istenilen düzeye gelememesi ile öğrencinin bulunduğu eğitim düzeyinin diplomasının kazanmaktan vazgeçmesidir.
Okul Terkinin Nedenleri

Okul terkinin nedenleri arasında kişisel özellikler, çevresel etkiler ve okul faktörleri yer almaktadır. İlk olarak kişisel özelliklere bakıldığında bıkkınlık, öğrenememe algısı, motivasyon ve ilgi eksikliği, duyarsızlık, programı beğenmeme, amaçsızlık ve kariyer konusundaki belirsizliklerden kaynaklandığını görülmektedir.
Çevresel faktörlere bakıldığında maddi sıkıntıları olan ailelerin, çocuklarının eğitim ihtiyaçlarını karşılayamaması ve çocuğun da çalışmak zorunda kalması nedeni ile okul devamsızlıklarının arttığı vurgulamaktadır.
Ailesel faktörlerin yanında öğrencinin bulunduğu sosyal çevre ve arkadaş ortamı devamsızlığa ve okul terkine neden olmaktadır. Son olarak okul faktörlere baktığımızda, öğrencilerin okulda yeteri kadar destek bulamaması, okuldan memnuniyetinin azalması, öğretmeninin kendisine karşı sergilediği olumsuz tutum, okul içinde kural dışı davranışların sıklıkla yaşanması ve öğrencilerin bu durumdan rahatsız olması, devamsızlık ve okul terki olasılığını artırmaktadır.
Araştırmalar incelendiğinde genel olarak okul terkinin nedenleri arasında göç, ekonomik sıkıntılar, ailenin sosyoekonomik açıdan sorun yaşaması, anne-baba eğitim düzeyinin düşük olması, akran çevresi, aile baskısı yer almaktadır.
Bireysel sonuçların yanı sıra toplum açısından okul terki eğitim harcamalarının boşa gitmesine, üretime katılacak bireyin istenilen nitelikte yetişmemesine neden olmaktadır. Bu açıdan okul terki istenmeyen bir durumdur. MEB tarafından yürütülen projeler kapsamında okul terkinin azaltılması ve engellenmesi konusunda proje ve çalışmalar sürdürülmektir.

Okul Terki Sonrası Neler Oluyor?

Okul terkinden sonra bireyler depresyon, stres, huzursuzluk, psikolojik istismar ve ihmale maruz kalma, kendini toplumdan dışlanmış hissetme gibi olumsuz psikolojik sonuçları deneyimlemektedir.
Olumsuz olarak yorumlamak dışında, okuldan ayrılmayı özgürleşme ve rahata kavuşma şeklinde yorumlayan bireyler de var. Ailevi ve ekonomik sonuçları ise aile içi huzursuzluk yaşama, aileye bağımlı olma, çalışmaya başlama, düşük gelirli-vasıfsız işlerde çalışma olarak sıralanmaktadır.
Örgün eğitimi terk etikten sonra açık öğretime başlama akademik yaşantıyı devam ettirmeye yönelik bir sonuçtur. Ayrıca okul terkinden sonra sigara, alkol ve madde bağımlılığı gibi zararlı alışkanlıklar edinme ve fiziksel istismara maruz kalma gibi bireylerin sağlığına yönelik sonuçlar da ortaya çıkabilmektedir.
Neler Yapılabilir?
İlköğretim kademesinde çalışanların uzman desteği alması önemi vurgulanırken, ortaöğretim kademesinde ise okul terk izleme ve önleme komisyonları kurulması ve erken uyarı sisteminin gerekliliği vurgulanmaktadır.
Tüm kademelerdeki okul terki riski taşıyan öğrenci ailelerinin bilinçlendirilmesi ve ailenin okulla iş birliğinin arttırılmasına yönelik çalışmalar yapılması önerilmektedir.

Tüm kademeler için akademik başarılarını arttırıcı etkinlikler düzenlemesi gerektiği ortak bir öneri olarak karşımıza çıkarken, ilköğretim ve ortaöğretim kademelerine yönelik gerçekleştirilen çalışmalarda istismar ve ihmali önlemeye yönelik çalışmalar yapılması gerektiği belirtilir.
Ayrıca maddi destek sağlayacak sosyal yardım vakıfları ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile beraber gerçekleştirilecek çalışmaların maddi sorunlara yönelik çözümler ortaya koyabilecektir.
Millî Eğitim Bakanlığı’nın “Baba Beni Okula Gönder”, “Haydi Kızlar Okula” ve “Yetiştirici Sınıf Uygulaması” gibi girişimlerle okul terki engellenmeye/ azaltılmaya çalışılmaktadır. Fakat yapılan projeler, uygulamalar, alınan kararlar ve politikalar öğrencilerin okula devamını sağlamaya yeterli gelmemiştir. Okul terki riski halen okullar için büyük bir sorun oluşturmaktadır.
Okulu terk etmiş, terk etme riski taşıyan veya devamsızlık süresi fazla olan birey çevremizde yaşayan biri olabilir. Onların zorunlu eğitimden kopmamaları için bir okul psikolojik danışmanından uzman yardımı almalarını sağlayabilirsin.
Çakır, R. & Çolak, C. (2019). Lise öğrencilerinin okul terki riskine ilişkin görüşleri. Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi, 11 (21), 269-286.
Kartal, S. & Eryılmaz Ballı, F. (2020). Okul terki araştırmaları: sistematik bir analiz çalışması. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 10 (2), 257-278.
TEDMEM. (2022). 2021 eğitim değerlendirme raporu (TEDMEM Değerlendirme Dizisi 8). Ankara: Türk Eğitim Derneği.
https://www.egiticininegitimi.gen.tr/egitimin-onemi.php
https://ansiklopedi.tubitak.gov.tr/ansiklopedi/zorunlu_egitim
