Psikolojide ilk travma çalışmalarından biri Fransız nörolog Jean-Martin Charcot’un histeri hastalarıyla gerçekleştirdiği çalışmadır. Travma” kelimesi eski Yunan kökenli “tere” kelimesinden gelmektir. Tere kelimesi bedensel bir bütünlüğün bozulması, yara alması veya açık bir delik oluşması anlamına gelmektedir.
Ayrılık kaygısı, bebekler ve çocuklarda 3 yaşına kadar gelişimin doğal parçası olarak görülmektedir . Özellikle 18.ayda şiddetlenen bu kaygı, sanılanın aksine sadece anneye değil bakım veren diğer bireylere yönelik de olabilmektedir. Bu kaygı özellikle okul çağında karşımıza çıkmaktadır. Çocuk bu kaygıyı her bireye sergilemektense gerçekten bağ kurduğu kişiye yapmaktadır yani ayrılmaya yönelik kaygının olması için önce bağlanma gerekir.
Öncelikle bağımlılık her kişinin yaşayabileceği bir hastalıktır ve bağımlılık sadece madde ve alkol bağımlılığından oluşmayıp son yıllarda dünyada fazlaca görülen internet bağımlılığı veya kumar bağımlılığı gibi alt tanıları da bulunmaktadır. Bağımlılık sadece bir nedene bağlı olarak oluşan bir hastalık değildir. Yeşilay Danışmanlık Merkezi’nin tanımına göre bağımlılığın oluşmasında psikolojik, kültürel, biyolojik ve sosyal nedenler bulunmaktadır
Bizi diğer canlılardan ayıran gelişmiş ön beynimiz olumsuz deneyimlere, gelecek kaygılarına ve yarının telaşı ile baş edebilme becerisine sahiptir. İçinde bulunduğumuz durumları değerlendirip bizim için en iyi yolu seçmeye programlı oluşumuz çağın getirdiği sosyal, çevresel, ekonomik problemlere karşı ayakta kalabilmemizi sağlar.
Anksiyete ya da kaygı bozukluğu, sebepsiz yere bireye sıkıntı ve huzursuzluk veren bir duygu durumudur. Bu huzursuzluk hali bireyin sağlık, iş, ikili ilişkilerini ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkiler. Bu durum günlük yaşamda bozulmalara yol açabileceği gibi ileriye dönük başka psikolojik durumlara da davetiye çıkarabilir.
“Aranızda bitter çikolata sevmeyen var mı?” diye sorsam, pek çok okuyucumun damakta dağılan, sesiyle bile iştahımızı kabartan bir çikolata türüne hayır diyebileceğini sanmam 🙂 Kakao ağacının geçmişi en az 3 […]
Günümüzde trikotilomaninin olgusal olarak anlamı toplum tarafından tam olarak bilinmemekle birlikte az bilinen bir sorun olmasına rağmen aslında az görülen bir sorun değildir. Yapılmış olan birçok araştırma sonuçlarına göre, sokaktaki her yüz kişiden bir ya da üç kişi arasında değişen oranlarla kişilerde görülmektedir. Belirgin derecede saç kaybıyla sonuçlanabilecek şekilde bireyin kendi saç, kaş ve kirpiğini yolması durumuna trikotillomani denir
Kişilik bozukluğu, farklı türlerinin olduğu bir rahatsızlıktır. Kişilik bozukluğuna sahip bireyler kendileriyle, çevreleriyle yıllar süren sorunlar yaşarlar ve bu sorunlar kişinin hayatında ilişki sürdürmede ciddi sorunlara sebep olur. Kişilik bozuklukları tanısı koymak ergenlik dönemi öncesi için uzmanlar tarafından zorlanılan bir durumdur.
Sonbaharın gelmesiyle birlikte değişen ruh halimiz, davranışlarımıza da gözle görülür şekilde etki etmektedir. Kimileri sonbaharın getirdiği karamsar havayı sevse de, kimileri de kasvetinden ve değişiminden çökkün ruh durumuna bürünmektedir. Sonbaharı […]
Omurgalı canlılarda sinir sistemi, çevresel ve merkezi sinir sistemi olmak üzere iki kısımdan oluşur. Beyin ve omurilikten oluşan merkezi sinir sistemi; çevresel sinir sistemi ile çevrilmiştir. Çevresel sinir sistemimiz, etrafımızdan […]
Bazı durumlarda kendimizi gergin hissetmemiz oldukça normaldir. Hiç bilmediğimiz ortamda sunum yapmak ya da randevuya çıkmak gergin hissettiğimiz anlara örnek verilebilmektedir. Sosyal anksiyete bozukluğu literatürde, “bireyin başkaları tarafından yargılanabileceği kaygısını […]
Doğum Sonrası Depresyon konusuna başlamadan önce günümüz şartlarında depresyon belirtileri yaşayan birey sayısında artış görülmektedir. Akut ve kronik bir şekilde görülen depresyonu, kimileri farkına varıp kolay atlatırken kimileri de zorlu […]