psikoterapinin zihinsel sağlık sorunları ile başa çıkmak için kullanılan bir tedavi yöntemi olduğunu ve farklı terapi türlerini içerdiğini belirtir. Ancak, bazı yanlış inançların, insanların psikoterapinin etkisini anlamalarını engelleyebileceğini ve tedavinin yararını azaltabileceğini vurgular. Bu nedenle, doğru bilinmeyen bazı terapi mitleri hakkında daha fazla bilgi verilmesi gerektiğini ifade eder.
Değişimle baş edebilmek için bazı insanlar direnmemeyi ve kabul etmeyi tercih ederler. Bu durumda yaşanılan sancılı süreci daha iyi atlatabileceklerini düşünürler. Kimileri de değişimden korktukları için değişimin olmamasını diler ve yok saymayı tercih ederler.
Psikolojik ilk yardım (PİY), travmatik veya stresli bir olay yaşamış kişilere acil ve uygun yardım sağlamayı amaçlayan destekleyici ve pratik bir müdahaledir. Psikolojik ilk yardımın birincil amacı, başlangıçtaki sıkıntıyı azaltmak ve kısa vadeli iyileşmeyi desteklerken aynı zamanda uzun vadeli psikolojik zararı önlemektir. İşte psikolojik ilk yardım sağlamak için bazı temel kurallar:
Psikolojide ilk travma çalışmalarından biri Fransız nörolog Jean-Martin Charcot’un histeri hastalarıyla gerçekleştirdiği çalışmadır. Travma” kelimesi eski Yunan kökenli “tere” kelimesinden gelmektir. Tere kelimesi bedensel bir bütünlüğün bozulması, yara alması veya açık bir delik oluşması anlamına gelmektedir.
Psikolojik olarak bitkilerin kullanımı ilk olarak keyif veren bitkilerle başlamıştır. Haşhaş gibi bitkiler bireylerin geçici mutluluk yakalamasında etkili olmuştur.
Ayrılık kaygısı, bebekler ve çocuklarda 3 yaşına kadar gelişimin doğal parçası olarak görülmektedir . Özellikle 18.ayda şiddetlenen bu kaygı, sanılanın aksine sadece anneye değil bakım veren diğer bireylere yönelik de olabilmektedir. Bu kaygı özellikle okul çağında karşımıza çıkmaktadır. Çocuk bu kaygıyı her bireye sergilemektense gerçekten bağ kurduğu kişiye yapmaktadır yani ayrılmaya yönelik kaygının olması için önce bağlanma gerekir.
Öncelikle bağımlılık her kişinin yaşayabileceği bir hastalıktır ve bağımlılık sadece madde ve alkol bağımlılığından oluşmayıp son yıllarda dünyada fazlaca görülen internet bağımlılığı veya kumar bağımlılığı gibi alt tanıları da bulunmaktadır. Bağımlılık sadece bir nedene bağlı olarak oluşan bir hastalık değildir. Yeşilay Danışmanlık Merkezi’nin tanımına göre bağımlılığın oluşmasında psikolojik, kültürel, biyolojik ve sosyal nedenler bulunmaktadır
Omurgalı canlılarda sinir sistemi, çevresel ve merkezi sinir sistemi olmak üzere iki kısımdan oluşur. Beyin ve omurilikten oluşan merkezi sinir sistemi; çevresel sinir sistemi ile çevrilmiştir. Çevresel sinir sistemimiz, etrafımızdan […]
Uyku bozukluğu günümüzde karşımıza çıkan en yorucu sorunlardan biridir. Biz canlılar olarak günümüzün yarısını uyuyarak geçiririz. Bebeklikten, yaşlılığa kadar uykunun düzenli alınması gerekir. Peki nedir uykunun önemi? Uyku bizim gün […]
Ünlü psikolog Bowlby’nin kuramına göre bir çocuğun, ebeveynine bağlanma figürü ile olan ilişkileri sonucu içselleştirdiği deneyimleri, yetişkinlik dönemindeki arkadaşlık, romantik, toplumsal ilişkilerinde geliştireceği yakınlıkları da etkilemektedir. Yetişkin Bağlanma Stilleri Bağlanma […]
Otizm, sosyal iletişimde bozukluk, dil, konuşma ve sözel olmayan iletişimde gerilik ile birlikte tekrarlayıcı ve basmakalıp davranışlar ile karakterize merkezi sinir sisteminin gelişimsel bir bozukluğudur. OTİZM BELİRTİLERİ VE ERKEN TANI […]
Bazı durumlarda kendimizi gergin hissetmemiz oldukça normaldir. Hiç bilmediğimiz ortamda sunum yapmak ya da randevuya çıkmak gergin hissettiğimiz anlara örnek verilebilmektedir. Sosyal anksiyete bozukluğu literatürde, “bireyin başkaları tarafından yargılanabileceği kaygısını […]
Disleksi , bireyler arasında sık rastlanan özgül bir öğrenme bozukluğudur ve kaynağının nörobiyolojik sebeplerden olduğu söylenmektedir. Ülkemizde son dönemlerde bu hastalığa merak artmaktadır. Ebeveynlerin disleksiye merakının artması, ilkokul çağındaki çocuklarının […]
Doğum Sonrası Depresyon konusuna başlamadan önce günümüz şartlarında depresyon belirtileri yaşayan birey sayısında artış görülmektedir. Akut ve kronik bir şekilde görülen depresyonu, kimileri farkına varıp kolay atlatırken kimileri de zorlu […]