Dijital flört şiddetinin yaygın örnekleri, zorbalık etmek, taciz etmek, gizlice takip etmek veya tehdit etmek için mesajlaşmak ve sosyal ağları kötüye kullanmaktır. Bu davranışlar online olarak işlenen sözlü ya da duygusal istismara yol açan davranışlar olmaktadır.
Kedi sahiplenen insanların zamanla daha sakin bir birey haline geldiği de gözlerden kaçmamıştır. Kedi ile oynamak, onlarla egzersizler yapmak bireyin günlük stresten arınmasına yardımcı olmaktadır.
Psikolojide ilk travma çalışmalarından biri Fransız nörolog Jean-Martin Charcot’un histeri hastalarıyla gerçekleştirdiği çalışmadır. Travma” kelimesi eski Yunan kökenli “tere” kelimesinden gelmektir. Tere kelimesi bedensel bir bütünlüğün bozulması, yara alması veya açık bir delik oluşması anlamına gelmektedir.
Her ebeveynden bu cümleyi çok duyarız, ‘çocuğum doktordan çok korkuyor’, ‘hastaneye gitmek ve tedavi olmak bizim için çok sancılı bir süreç’. Peki çocuklar hastaneden ve doktordan neden korkar? Bu durumda ne yapmalıyız? Bu haftaki yazımızda bunları konuşacağız.
Psikolojik olarak bitkilerin kullanımı ilk olarak keyif veren bitkilerle başlamıştır. Haşhaş gibi bitkiler bireylerin geçici mutluluk yakalamasında etkili olmuştur.
Ayrılık kaygısı, bebekler ve çocuklarda 3 yaşına kadar gelişimin doğal parçası olarak görülmektedir . Özellikle 18.ayda şiddetlenen bu kaygı, sanılanın aksine sadece anneye değil bakım veren diğer bireylere yönelik de olabilmektedir. Bu kaygı özellikle okul çağında karşımıza çıkmaktadır. Çocuk bu kaygıyı her bireye sergilemektense gerçekten bağ kurduğu kişiye yapmaktadır yani ayrılmaya yönelik kaygının olması için önce bağlanma gerekir.
Okul terkinin nedenleri arasında kişisel özellikler, çevresel etkiler ve okul faktörleri yer almaktadır. İlk olarak kişisel özelliklere bakıldığında bıkkınlık, öğrenememe algısı, motivasyon ve ilgi eksikliği, duyarsızlık, programı beğenmeme, amaçsızlık ve kariyer konusundaki belirsizliklerden kaynaklandığını görülmektedir.
Sizde yılbaşını evde geçirmek isteyenlerdenseniz ama evde ne yapacağınıza dair fikriniz yoksa bu yazımız tam size göre.Yeni yılla beraber kendimiz motive etmek için yeni motivasyonlar buluruz. Bu hedeflerinizi yazmak planlara bir adımda yaklaşmak gibidir. Yeni bir ajanda edinin, bu ajandayı doldurmaya kendinizden başlayın.
Deliksiz bir uykuya uzun zamandır hasret mi kaldınız? ya da Havaların hızla soğumasıyla yorgan almayı mı düşünüyorsunuz? O halde bu yazı tam sizin için. Globalde yapılan pek çok araştırma ağır yorganın stres, DEHB, anksiyete gibi durumlarda etkili olduğunu kanıtlamıştır. Bu yazımızda bu etkinin nasıl işlediğini ve beynimizdeki değişimlerini konuşuyor olacağız.
Bizi diğer canlılardan ayıran gelişmiş ön beynimiz olumsuz deneyimlere, gelecek kaygılarına ve yarının telaşı ile baş edebilme becerisine sahiptir. İçinde bulunduğumuz durumları değerlendirip bizim için en iyi yolu seçmeye programlı oluşumuz çağın getirdiği sosyal, çevresel, ekonomik problemlere karşı ayakta kalabilmemizi sağlar.
Kafamı her dönemde kurcalayan, çok önemli olduğunu düşündüğüm bir konu; beden algısı… Daha doğrusu toplum tarafından bireye -belki bilinçli belki bilinçsiz- dayatılan “ideal” beden algısının nasıl olması gerektiği. Beden algısını özetlemek gerekirse; kişinin toplum tarafından belirlenen, genel geçer standartlara kıyasla kendi vücudunu nasıl gördüğü anlamına gelen bir kavram. Bu vücut algısı pozitif olabileceği gibi negatif de olabilmektedir.
Anksiyete ya da kaygı bozukluğu, sebepsiz yere bireye sıkıntı ve huzursuzluk veren bir duygu durumudur. Bu huzursuzluk hali bireyin sağlık, iş, ikili ilişkilerini ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkiler. Bu durum günlük yaşamda bozulmalara yol açabileceği gibi ileriye dönük başka psikolojik durumlara da davetiye çıkarabilir.
Hayatımızın hemen her alanında seçimler yapmaktayız. Hayatımızın geri kalanını etkileyen seçimlerin başında eş ve iş seçimleri gelmektedir. Bireyler için bazı gelişim dönemlerini geçtikten sonra yakın ilişkiler kurmak önemli hale gelmektedir. Psikolog Erik Erikson, 19-25 yaş arasını ‘Yakınlığa karşı yalıtılmışlık’ dönemi olarak belirtmiştir. Bu dönemde arkadaşlık ve akrabalık ilişkileri haricinde, romantik ilişki ihtiyacı doğmaya başlar. Romantik ilişkilerin temelinde ise aşk yatmaktadır. Sevgiliye duyulan ilgi ve arkadaşa duyulan ilgi birbirinden farklılaşmaktadır.
“Aranızda bitter çikolata sevmeyen var mı?” diye sorsam, pek çok okuyucumun damakta dağılan, sesiyle bile iştahımızı kabartan bir çikolata türüne hayır diyebileceğini sanmam 🙂 Kakao ağacının geçmişi en az 3 […]
Sevgili ebeveynler, unutmayın ki çocuklar hayatı sizlerle görür ve yaşar. Nitekim sizlerle hayatınızda yeni deneyimleri onlarla tadarsınız. İşte bu yüzden çocuk ve ebeveyn ilişkisinde geçirilen her an çok kıymetlidir. Yaşadığınız her anda sevginiz ve keyfiniz hiç eksik olmasın.