Öfke, insanların en sık deneyimlediği duygulardan biridir ve genel olarak öfke başlığının altında ‘saldırganlık’ daha fazla önem arz etmektedir.
Öfke, Budak’a göre “Engellenme, saldırıya uğrama, tehdit edilme, yoksun bırakma, kısıtlama vb. gibi durumlarda hissedilen ve genellikle neden olan şeye ya da kişiye yönelik herhangi biçimde saldırgan davranışlarla sonuçlanabilen oldukça yoğun olumsuz bir duygu” tanımlanmaktadır.
Aslında öfke her insanın bazı durumlarda hissettiği sağlıklı bir duyguyken, öfkeden doğan saldırganlık sağlıksız bir durumdur. Yetişkinler ile çocukların tedavi şekilleri farklı olup, çocuklar için öfke ve saldırganlık iki başlık olarak çalışmaktan ziyade tek başlık adı altında incelenmesi tercih edilmektedir.
Çocuklarda Öfke Sebepleri
Çocuklarda öfke görülmesinin çeşitli durumlarla bağlantısı vardır. Öfkenin başlıca sebepleri;
- Çocuğun gelişimsel dönemine göre dil ve konuşmada yetersiz kalması nedeniyle çevresiyle iletişime geçememesi,
- Aileye yeni katılan kardeşle ilgiyi paylaşmak zorunda kalması, okulunu değiştirmesi veya başka bir eve taşınmak gibi çocuğun alışkın olduğu ve güvende hissettiği ortamların değişmesi ve farklı günlük rutinlere alışmak zorunda kalmış olması olabilmektedir.
Aile ve Çocuk İletişiminde Öfke Nöbeti
Aile, çocukların katıldığı ilk ve en önemli sosyal ortamdır. Aile içindeki bazı etkenler çocukta öfke nöbeti görünmesini kolaylaştırabilir. Öfke nöbetine neden olan etkenler; sosyal destekten yoksun aile bireyleri, aile içi şiddet ,anne/babanın psikiyatrik bozukluklar deneyimlemesi, alkol ve madde kullanımı, biyolojik özellikler ve anne babanın çocuğa karşı sergilediği tutarsız tavırlar gibi faktörler olabilmektedir.
Çocuklarda öfke yönetiminin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için ebeveynler öncelikle bazı sorulara cevap bulmalı ve çocuğunu iyice incelemelidir.
İlk olarak çocuk hangi olay ve durum ile karşı karşıya kalınca öfkelendiğini, çocuğun öfkelenmeden önce bedensel değişiklikler(elini ve dişlerini sıkması vs.) yaşayıp yaşamadığını ,öfke nöbetinin ne kadar sürdüğünü, öfkeliyken nasıl tepki verdiğini, verdiği tepkilerin amacının ne olduğunu ve son olarak verdiği tepkilerin sonucunda amacına başarıyla ulaşıp ulaşamadığını gözlemleyin.

Ebeveynlerin Rolü

Gözlemden sonra ebeveynlerin kendilerine sorması gereken sorular bulunmaktadır.
Örneğin, “Çocuğum öfkeliyken ona nasıl davranıyorum”, “Çocuğuma öfkeliyken davranışımla annesinin/babasının davranışı arasında bir fark var mı?” Gibi soruları öfke yönetimi dahilinde cevaplandırmaları gerekmektedir.
Lütfen kendinize bu soruları sorun.
Ebeveyn Olarak Öfke Kontrolünü Nasıl Sağlayabilirsiniz?
Son olarak çocuğunuza öfkeliyken nasıl yardımcı olabileceğiniz hakkında birkaç öneri vermek isterim.
İlk önerim okullarda sıklıkla kullanılan ‘mola yönetimi’dir. Mola yönetimi, çocuğunuzun duygu ve davranışlarının sonuçlarını anlaması için çocuğunuza neden mola uygulaması yaptığınızı kısaca anlatarak odasına veya daha önce karar verdiğiniz bir koltuğa oturtmaktır.
Bu yöntemde dikkat edilmesi gereken birkaç husus var; mola her yaş için 1 dakika eklenerek hesaplanır ve 5-6 dakikadan fazla olmamalıdır ve mola yerinin değiştirilmesi tavsiye edilmez.


İkinci önerim çocuğunuza duygular hakkında bilgi vermenizdir. Çocukların duygularını anlamak için önce onlara duyguları anlatmanız gerekiyor. İnsanların olumlu ve olumsuz duyguları olduğunu, olumsuz duyguların da olumlu duygular gibi normal olduğunu ve herkesin olumsuz duygular hissettiğini çocuğunuza anlatabilirsiniz. Çocuğunuza duyguları tanıtırken kendinizden örnek vererek başlamak uygun olabilir. Mesela “şuan sinirliyim çünkü çok trafik var” ya da “Şu an mutsuzum” gibi.
Daha sonra çocuğunuza kendi duygusunu tanıması için olanaklar sağlayabilirsiniz, ona ‘Şu an öfkeli misin veya şu an mutlusun.’ gibi cümleler kurarak duygularını tanımasını sağlayın.
Çocuğunuza hissettikleri duyguları anladığınızı ve yalnız olmadığını yanında olduğunuzu söyleyin.
Son olarak çocuğunuzda başka bir rahatsızlık hissederseniz, gelişimsel sürecinde bir problem olduğunu fark ederseniz ve öfke nöbetlerinin sıklığı gittikçe artıyorsa ruh sağlığı çalışanlarına başvurabilirsiniz.
Sağlıklı ve mutlu günler dilerim.
Psikolog Ceren Çakır
