Uzmanlar tarafından sıkça bahsedilen ve önemi vurgulanan erken yaşta dil edinimi, gelişim çağında olan çocuklar için son derece önemlidir. Bu konuda yapılan araştırmalar , anne karnından itibaren çocukların ana dil edinimi sürecine girdiklerini göstermektedir. Dil edinimi çocuğun düşünsel zihin gelişimini destekler ve düşünce esnekliği, kıvraklık ve dile olan hassasiyetini geliştirir. Anadilinden farklı bir dil öğrenimi, anadilini anlama ve öğrenme kabiliyetini de geliştirir. Ebeveynlerin çocukları için önemle takip ettiği ve sık sık uzmanlara danıştığı bu konu, çocukların gelecek hayatlarında yaratacağı kolaylıktan ziyade zihinsel gelişimleri için kilit bir görev üstleniyor.
Plastisite Kavramı
Hareketten düşünmeye kadar birçok işlevlerimizi, elektrik akımları ile iletişim kuran nöron ağları sayesinde gerçekleştiriyoruz. Bu nöronal bağların işlevleri hakkında bize bilgi veren yapı ise “plastisite” oluyor. Nöroplastisite en açık tanımıyla, beynin yapısal ve fizyolojik değişikliklere uğrama yeteneğidir.
Birbiriyle son derece ilişkili sinir sistemimiz ilk keşfedildiğinde nöropatologlar tarafından birçok farklı tartışma ortaya çıkmıştır. Bunlardan biri de nöronların değiştirilemeyeceği ya da başka bir işlevde kullanılamayacağı ile ilgili görüştür. Bu noktada Nöroplastisite kavramı bilim camiasında 1960’lı yıllarda ilk defa nöron yapılarındaki değişimler için kullanılmıştır. O zamanlar beyin yapısında bir değişiklik yapılamayacağı düşünülmüştü . Oysa zamanla yapılan çalışmalar beyindeki nöron ağlarının yapıları ve işlevleri konusunda ilgili alanlar çerçevesinde değişimler geçirebildiğini ve kendilerini budayabildiklerini göstermiştir.

Peki çocukların gelişiminde ve dil ediniminde nöroplastisite ve sinaptik budama kavramlarının ne katkısı var?
Çocuklar doğdukları andan itibaren çevrelerinde olan bitenleri anlamaya çalışır ve gelişim basamaklarını teker teker tırmanırlar. Yeni bilgi edinimi nöronal ağların birbirleriyle iletişimi sonucunda biribirinden farklı çok sayıda bağlantı oluşmasına sebep olur. Gerekli olmayan bilgiler çocukluk çağında yeni bilgi ediniminin hızlı ve sürekli olmasından dolayı son derece fazladır. Bu gereksiz bağlantıların seçilerek ortadan kaldırılması, elenmesi işlemine sinaptik budama denir. Bu kavram plastisite kavramı ile oldukça ilişkilidir. Sıklıkla kullanılan ve çağırılan bilgiler güçlenirken, kullanılmayan bilgiler yok edilir. Çocuklarda sinaps oluşumu 36. Haftada başlayıp 2 yaşına kadar hızlıca devam eder. 2 ila 6 yaş arasında ise sinaptik budama işlemi gerçekleşmeye başlar. Bu dönem de kullanılmayan bilgiler yok edilirken, çocuğun zihinsel gelişimi için doğru uyaranlara maruz kalması önemlidir. Zihinsel gelişim ile dil öğrenimi arasıda güçlü bir ilişki vardır. Bebeğin sesleri anlama ve söz dizimlerini ayırt edebilmesi , doğumdan itibaren ilk 5 yıl içerisinde oldukça yüksektir. Bebek 1-4 yaş arası anadilinin sessel yapılarını aşama aşama edinir. Bu dönemden itibaren ana dili dışındaki bütün dillerin ses birimlerini doğru biçimde üretme ve ince bir biçimde sesleri ayırt etmeye yönelik gelişim gözlenir. 4 yaşından itibaren de sesleri ayırt etmeye yönelik bu yatkınlık azalmaya başlar. Bu yüzden beynin erken dönemde aldığı mesajlar çok önemlidir. Yeni dil öğreniminin bu aralıkta olması öğrendiklerini daha kolay içselleştirmesini sağlayacaktır.
Ardışık ve eş zamanlı dil edinimi
Erken yaşta ikinci bir dil edinimde karşımıza çıkan bu kavramlar, öğrenmenin beyinde nasıl gerçekleştiğini bizlere göstermektedir. Her yeni bilgi beyinde çeşitli değişikliklere neden olmaktadır. 3 yaşına kadar öğrenilen diller beyinde eş zamanlı olarak ilerler. Beyin görüntüleme çalışmalarında öğrenilen iki dil için üst üste binme ve çakışan aktivasyonlar saptanmıştır. Beyin aktiviteleri, iki dilinde yapı ve dil bilgisel unsurlarını eş zamanlı bir yapıda geliştirdiğini göstermektedir. Eş zamanlı öğrenimde ana dil ve yeni öğrenilen dil aynı stratejilerle ve aynı hızda öğrenilebilir. Çocuk erken dönemde yeni bir dil öğreniminde daha başarılı olabilir. Ardışık dil edinimdeki başarı ise , 4 yaşından sonra edinilen dillerde gözlemlenir. Dil beyinde eş zamanlı olarak ilerlemez. Araştırmalar anadil dışındaki dillerini geç edinen çocuklarda beyin aktivasyonlarının çakışmadığını, ayrı yerlerden sinyaller verdiğini göstermiştir. Çakışmayan bu beyin aktivasyonları ve sinyaller yeni dil öğrenimde çocuğun 4 yaş öncesine göre zorlanabileceğini göstermiştir.


Son Olarak
Erken yaşta dil ediniminin çocukların zihinsel gelişimi için fayda sağlarken aynı zamanda hızlı öğrenme kabiliyetini de geliştirdiğini söyleyebiliriz. Kolaylıkla dile adapte olup, öğrendiklerini yetişkinlik çağındaki öğrenime göre daha hızlı bir şekilde kullanabiliyorlar. Erken yaşta başarma duygusunun gelişim açısında uyarıcı gücünü de göz önüne aldığımızda özgüvenleri için de fayda sağlayıcı bir durum görmemiz mümkün. İkinci bir dil edinimi, ilerleyen yaşlardaki üçüncü dil edinimi de kolaylaştırmaktadır. Erken yaşta dil edinimi çocuklarda beyin bağlantılarının daha güçlü olmasını ve çocuğun matematiksel alanda da hesap yapabilme, sonraki adımları takip edebilme yeteneğini de etkilemektedir. Uzmanlarında büyük bir özveri ile üstünde durdukları bu konu, çocukların zihinsel gelişimleri açısından oldukça önemlidir.
